adli bilimler hakkında

ADLİ BİLİMLER VE TARİHSEL GELİŞİMİ

Adli bilimler, meydana gelen bir olayla ilgili olan bütün bulguların titizlikle toplanmasını kapsayan, suçun aydınlatılmasına katkı sağlayabilecek birçok disiplinle çalışan bir alandır. Çalışma alanı çok geniş olmakla birlikte ana çalışma konuları; alkol ve toksikoloji, çocuk istismarı, kadın cinayetleri, ölüm ve ölümden sonraki değişikliklerin incelenmesi, kimliklendirme, ölü muayenesi ve otopsi, travmaya uğramış kişilerin değerlendirilmesi, maluliyet olgularının değerlendirilmesi, cinsel saldırı ve aile içi şiddet olgularının değerlendirilmesi, yaş tayinleri, hekim hataları (malpraktis), yazı, imza ve fotoğraf inceleme gibi birçok alanda çalışılmaktadır. Olay olduğu zaman, zanlı ya da zanlılarının kim olduğunu bulmaya yönelik analizler yapmaktadır. Adil ve objektif bir yargılamanın yapılabilmesi için olay yerinde bulunabilecek maddi suç delillerinin bilimsel ve teknik yöntemlerle araştırılması, elde edilmesi, dokümantasyonu, usulüne uygun olarak toplanması, laboratuvarlarda incelenerek analizlerinin yapılması olay yeri, fail ve mağdur arasındaki bağı ortaya çıkaracak bağlantının kurulabilmesi açısından vazgeçilmez uygulamalardandır.

Adli bilimlerin başlangıcına dair kesin bir tarih vermek mümkün değildir. Çünkü insanın var oluşundan bu yana hukuksal sorunlar ve bunların çözüm arayışları da var olmuştur. Tarihte hukuk ve tıp karşılıklı etkileşimde olarak adli bilimlerin temeli olan ‘adli tıp’ kavramını oluşturmuşlardır.

Adli bilimler ilk olarak M:Ö. 3000 civarında, Antik Mısır'da adli tıp ile ortaya çıkmıştır. Doktor İmhotep (M.Ö. 3000) Mısırda’ki başyargıcın özel hekimidir ve tarihteki ilk adli tıp uzmanlarından sayılmaktadır. Bugün adli bilimlerle ilgili olarak akla gelen ilk kavramın adli tıp olması da bu çok eski ve yaygın ilişki olarak ifade edilir. Adli bilimler ile ilgili kanunlar tarihteki ilk ve en iyi korunmuş yazılı kanun olan Hammurabi Kanunları (M.Ö. 1400) ile başlamıştır.  Daha sonra kanunların çeşitlenmeleri ile özellikle 19. yüzyıldan sonra mahkemelerde profesyonel uzmanlar tanık olarak görülmeye başlamışlardır. Bu uzmanlar çoğunlukla hekimlerden oluşmuş ve kaza, yaralanma ya da ölüm ile sonuçlanan olaylarda ilgili sorular hakkında görüş bildirmişlerdir. Böylece tıp bilimi daha sonra adli tıp adında üniversite ve kuruluşlarda yerini alarak bugünkü adli bilimlerin temelini oluşturmuştur.  

Tarihte bilinen ilk otopsi 1374’te Fransa’da yapılmıştır. 17. yüzyıl sonları itibarıyla Adli Tıp alanında gelişmeler kaydedilmiş ve 1785 yılında Prag Üniversitesi'nde "Adli Tıp ve Polis Tıbbı"na dair bir araştırma ve öğretim yapısı oluşturulmuştur. Yine bu süreçte Adli Toksikoloji alanında da gelişmeler başlamıştır.

TARİHDEKİ İLK  ADLİ BİLİMCİLER

Mathieu Orfila (1787 – 1853), 19. yüzyılda modern toksikolojinin kurucusu olarak tanınan İspanyol asıllı doktor Orfila adli toksikolojinin temellerini atmıştır. Gizemli bir şekilde ölmüş olan Mr.Lefarge, Orfila tarafından cesedin kalıntıları üzerinde yapılan kimyasal analiz sonrasında ve arsenik ile zehirlendiğini bulmuş ve arseniğin doğal yolla alınamayacağını göstermiştir. Böylece kimyasal analizin mahkemelerde yasal bir delil olarak gerekliliğini belirtmiştir.

 

Alphonse Bertillon (1853 – 1914), ilk bilimsel kişisel kimlik saptama yöntemini geliştirmiştir. Antropometri bilimini 1879’da Bertillon tarafından gelişmeye başladı. Bu çabaları ona kriminal kimliklendirmenin babası olarak tanınmasını sağaladı. Fransız kriminalist, bir kişinin fiziksel özelliklerini o kişiye mahsus olduğunu belirtmiştir ve ölçüleri kayıt altına alacak bir metot geliştirmiştir. Metotun adı antropometri ya da Bertilonaj olarak adlandırılmıştır. Metotta kullanılacak bir set hassas ölçüm aracı geliştirmiştir. İlk yıllarında Avrupa ve Amerika’da popüler hale gelmiştir. Antropometri Osmanlı devleti tarafından da kullanılmıştır.

Francis Galton (1822 – 1911); Parmak izlerinin ilk tanımlatıcı çalışmasını yapmış ve onları dosyalamak için bir sınıflandırma metodolojisi geliştirmiştir. 1892’de, bireysel kimliklendirme metodunun benzersizliğini destekleyen ilk istatistiki kanıtı içeren “Fingerprints” Parmak İzleri isimli bir kitap çıkarmıştır. Osmanlı’da 1910 yılında kullanılmaya başlamıştır. Parmak izi ile yakalanan ilk katil 19 Haziran 1892 Francisca Rojas’tır.

 

Victor Balthazard (1872 – 1950); Sorbonne Üniversitesi adli tıp Profesörü olarak çalışmıştır. Balistikde ilk yiv ve setler üzerinde çalışmalar yapmıştır. Ayrıca ilk olarak insan ve hayvan kıllarının karşılaştırmaları üzerine çalışmalar yapan ilk bilim adamıdır.

Dr. Karl Landsteiner (1868 – 1943); Modern kan ve vücut sıvısı tiplendirme çalışmalarını 1900’ler yapmıştır. Kan gruplarının (A, B, AB, O) farklı tiplerde olduğunu bulması ile ABO kan tiplendirme sisteminin keşfine yol açmıştır.

 

 

Leone Lattes (1887 – 1954); İtalya’da adli tıp uzmanı olarak çalışmıştır. Kan grubu sınıflandırmalarının bir bireyin kimliklendirilmesinde önemli bir rol oynayabileceği ihtimali Dr. Lattes’in ilgisini çekmiştir. 1915’te, kurumuş kan lekesinin grubunu belirlemek için nispeten basit bir prosedür geliştirmiştir. Bu prosedür vakit kaybedilmeden kriminal araştırmalara uygulanmıştır.

 

Calvin Goddard (1891 – 1955); Balistiğin babası olarak tarihe geçmiştir. Amerikan ordusu albayı olan Goddard karşılaştırma mikroskobunu kullanarak bu incelemenin tekniklerini belirlemiştir. Mermi karşılaştırması ile ateş eden silahın saptanmasının sağlamıştır. Karşılaştırmalı mikroskop 1920 yılında bulmuştur. Bu buluş sayesinde, mermi, fişek, alet izi, kıl ve ipliklerin karşılaştırılması da yapılmıştır.

 

Albert S. Osborn (1858 – 1946); Belge incelemenin prensiplerini yazdığı 1910 Questioned Documents kitabı ile belge incelemenin temelini atmıştır. Osborn sayesinde mahkemelerde sahte belgelerle ilgili bilirkişiliğini ceza davalarında yasal delil olarak kabul edilmesine önemli katkılar sağlamıştır.

 

 

Hans Gross (1847 – 1915);  Avusturyalı bir savcı olan Gross, ceza soruşturmasına bilimin katkısı ders kitabını yazmıştır.  Soruşturmaya mikroskop, parmakizi, kimya, mineraloji, zooloji, botanik, antropometri’nin katkısı hakkında yazılar yazmıştır. Çıkarmış olduğu Archiv für Kriminal Anthropologie und Kriminalistik dergisi hala yayınlanmaktadır. Tanık beyanlarının güvenilmezliği dolayısıyla gerçeğin bilimsel olarak ispatlanması gerektiğini savunarak; 1891 yılında delillerin değerlendirilmesiyle ilgili bilgiler içeren kılavuz niteliğindeki "Adli Bilimlerin El Kitabı" (Almanca: Handbuch der Kriminalistik) kitabını yayımlamıştır.

 

 

 

 

Edmond Locard (1877 – 1966); Fransız bir  hekim ve hukukçu olan Locard, 20. yüzyılın başlarında olay yeri inceleme ve kriminalistik konularında ilk sistemli çalışmaları yapmıştır “Her temas bir iz bırakır ve bu izden gidilerek suç ile suçlu arasında bağlantı kurulabilir” kavramını (Locard ilkesi) ortaya koyarak, her suçlunun bir toz taneciği yolu ile de olsa suç ile bağlantısının kurulabileceğini belirterek ‘Her temas bir iz bırakır.’ Locard Değişim Prensibi olarak literatüre geçmiştir.

 

Watson ve Crick, 1950’lerin başında DNA’nın yapısını ve fonksiyonunu keşfetmişlerdir. Sir Alec Jeffries 1984’te ilk adli DNA kimliklendirme metodunu geliştirip tekniğe ‘DNA parmak izi’ adını vermiştir ve adli DNA teknolojisi doğmuştur.

 

 

TÜRKİYE’DEKİ DURUM

Adli bilimler, Osmanlı İmparatorluğu döneminde 1768 yılına dayanır. 1839’da İstanbul’da Fransa ve Almanya etkisi altında ilk Askeri Tıp Okulu açılmıştır. Ülkemizde, suç olayları ile ilgili fiziksel bulguların bilimsel ve teknik yöntemlerle incelenerek suçun aydınlatılmasına katkıda bulunulması bağlamında adli bilimler alanında bilirkişilik faaliyeti veren Adalet Bakanlığına bağlı Adli Tıp Kurumu, İçişleri Bakanlığı Emniyet Müdürlüğüne bağlı Kriminal Polis Laboratuvarları Dairesi başkanlığı ve İçişleri Bakanlığı Jandarma Komutanlığına bağlı Jandarma Kriminal Daire Başkanlığıdır. Bu kurumlar dışında özellikle üniversite hastaneleri olmak üzere hastanelerin birçoğunda adli tıp birimleri, bazı üniversitelerde adli bilimler alanında lisansüstü eğitim veren enstitüler adli bilimler alanında faaliyet vermektedirler. Bu enstitülerden biriside Karadeniz Teknik Üniversitesi Adli Bilimler Enstitüsüdür.

Bu birimler kendi alanlarıyla ilgili gelişmeleri çok yakından takip ederek yapılanmalarını sürekli yenilemektedir.

ADLİ BİLİM DALLARI

Adli bilimler kendi başına bir bilim dalı olmayıp, adli amaçlar doğrultusunda pek çok farklı disiplinin bir araya geldiği bir yapıdır. Bu dalların başlıcaları ve çalışma alanları aşağıda belirtilmiştir.

Olay Yeri İnceleme: Bir suç olayının aydınlatılmasında, suç olay yerinin zamanında ve doğru bir şekilde incelenerek olayı aydınlatmaya katkı sağlayabilecek bulguları tespit edip bunların uygun bir şekilde toplanması, muhafazası, ambalajlanması ve ilgili adli bilimler laboratuvarına gönderilmesi aşamasıdır. Bu adli olaylarda en önemli aşamalardan bir tanesidir.

 

Adli Tıp: Adli tıp, tıp bilimindeki genel prensip ve gelişmeleri adli olayların çözümü için kullanan bilim dalıdır. Çalışma alanı çok geniş olmakla birlikte ana çalışma konulan olarak; ölüm ve ölümden sonraki değişikliklerin incelenmesi, otopsi, travmaya uğramış kişilerin değerlendirilmesi, malüliyet olgularının değerlendirilmesi, cinsel saldırı olgularının değerlendirilmesi, yaş tayinleri, insan haklan ihlallerinin araştırılması konusunda tespit ve değerlendirmeler yapar.

 

 

Adli Toksikoloji: Adli toksikoloji; insan doku, organ ve vücut sıvılarındaki zehirlerin ve ilaçların tanımlanması, analizi ve değerlendirilmesini içeren adli bilimlerin en önemli alt dallarından biridir. Adli toksikolojinin konusu canlı organizmada zararlı etki yapabilecek her türlü maddenin tespit edilmesidir.

 

Adli Kimya: Kimyasal analiz ve incelemeleri gerektiren çok çeşitli bulguların incelenerek nitel ve nicel olarak tanımlandığı, birbiriyle ilişkilendirildiği adli bilim dalıdır. Uyuşturucu madde analizleri, toksikolojik incelemeler (vücut sıvılarında uyuşturucu madde analizleri, kanda alkol analizi vb), patlayıcı madde ve patlayıcı madde artıkları analizleri, kundaklama olaylarında olay yerinde elde edilen artıklarda hızlandırıcı analizi, ateşli silahlarla suçlarla işlenen atış artıkları analizi, olay yerinden elde edilen cam, toprak, boya, metalik bulgular, kumaş ve lif, plastik malzemeler, yapıştırıcılar gibi bulguların şüpheli şahıslardan veya onlara ait malzemelerden elde edilen benzer nitelikteki bulgularla karşılaştırarak aralarında bir ilişki olup olmadığının belirlenmesi ve bilinmeyen maddelerin tanımlanması başlıca uğraş alanlarıdır.

 

Adli Biyoloji: Olay yerinden elde edilen her türlü biyolojik bulgunun(kan, meni, ter, doku parçası, saç kılı vb.), şüpheliden ve başka ortamlardan elde edilecek ve biyolojik örnek bulundurabilecek unsurlar (sigara izmariti, bardak, şişe, diş fırçası, jilet vb.) ile ilişkilendirilmesi incelenerek  DNA verisi  tespit edildiği adli bilim dalıdır.

 

Adli Balistik: Adli balistik ateşli ve ateşsiz silahların kullanıldığı olaylarda olay yerinden elde edilen balistik bulguların, alt bilim dallarının temel kurallarına uyularak incelendiği ve elde edilen bulguların delil niteliği taşıdığını ispat eden adli bilim dalıdır.

 

Adli Entomoloji: Çeşitli olaylarda, özellikle şüpheli ölüm olaylarında böcekler ve böcek larvalarının incelenerek ölüm zamanının belirlenmesinin yapıldığı adli bilim dalıdır.

 

Adli Antropoloji: Kemik ve iskeletlerin incelenmesi yoluyla tanımlama işleminin yapıldığı adli bilim dalıdır.

 

Adli Diş: Çeşitli olaylarda yanmış, tahrip olmuş cesetlerde dişlerin incelenmesi yoluyla kimlik belirlenmesi işleminin adli bilim dalıdır.

 

 

 

Adli Bilişim: Bilgisayar suçlarıyla bağlantılı olarak tahrip edilmiş veya şifrelenmiş çeşitli kayıt ortamlarındaki verilerin erişilebilir hale getirilmesini sağlayan adli bilim dalıdır.

 

Adli Psikiyatri: Şüphelinin psikolojik özellikleri ve davranışları açısından değerlendirilerek suçun aydınlatılması ile ilgili adli bilim dalıdır.

 

 

 

Diğer alanlar

Adli ekonomi, hukuki sorunları çözmekte kullanılan ekonomik teorilerin ve yöntemlerin uygulandığı adli bilimlerin bir alt dalıdır. Adli ekonomistler yasadışı faaliyetleri araştırmamakta sadece ceza altında yatan teşvikleri anlamak için ekonomik teorileri uygulamaktadırlar.

 

Adli sanat, adli bir olgu araştırmasında sanatsal yeteneklerden faydalanılarak çizim ve görüntülerin modifiye edilmesiyle adli kimliklendirme için tanık ifadesinden taslak profil çizimi veya iskelet kalıntıları kullanılarak yeniden yüzlendirme çalışmaları yapılmaktadır.

 

 

Adli mühendislik, tasarımların gerektirdiği fonksiyonu göremeyen ya da özünde başarısız olan materyal, ürün ya da yapıların incelenmesini içerir. Ulaşım kazaları ve uçak kazalarını da incelemektedir. İncelemenin amacı hatanın sebebini belirlemektir

.

Adli astronomi, olay yerindeki, olay tarih ve saatine ait astronomik ve kısmen de meteorolojik veriler, olay yeri incelemesindeki diğer deliller gibi bozulma veya kaybolma tehlikesine maruz değildir. Çünkü, astronomik veriler ilgili verilerden meteorolojik veriler de bölgesel meteoroloji istasyonlarınca tutulan raporlardan elde edilebilmektedir. Meteorolojik bulguların adalet alanına uygulanmasıyla davaların çözümlenmesine yardımcı olan bir bilim dalıdır.

Belge İnceleme, değeri ve resmi niteliği olan her türlü belgenin sahte ya da tahrifatlı olup olmadığını, el yazısı ve imzaların belirli bir kişi/aynı bir şahıs elinden çıkıp çıkmadığını ve makine yazılarının hangi makineden elde edildiğini en güncel metot ve cihazlar yardımıyla araştırırlar.

 

İz inceleme, alet izi incelemesi, ayakkabı ve araç lastik izi incelemesi, seri numarası incelemesi, fiziki inceleme ve kırılma yüzeyleri incelemesi, araç trafik tescil plakası incelemesi, kesi izi incelemesi, motor-şasi numarası incelemesi, silah seri numarası incelemesi, diğer seri numaraları incelemesi

 

Parmak izi, bulgular üzerinde parmak izi ve avuç izi tespiti, olay yeri izlerinin on parmak izi ve avuç izleri ile mukayesesi yapılmaktadır.