haberler

Dr. Öğr. Üyesi Firdevs Aksoy HIV/AIDS Vakalarındaki Artışa Dikkat Çekti

Son zamanlarda ülke genelinde artan HİV/AIDS vakalar Trabzon’da da kendini göstermeye başlarken KTÜ Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Firdevs Aksoy, durumun ciddiyetini vurguladı.

 

25-35 YAŞ ARASINDA ARTIŞ VAR

Son zamanlarda Türkiye genelinde HİV/AIDS vakalarında endişe verici bir artış yaşanıyor. Bu konuda değerlendirmelerde bulunan Karadeniz Teknik Üniversitesi Farabi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği Uzmanı Dr. Öretim Üyesi Firdevs Aksoy, Trabzon'da da durumun ciddiyetini vurguladı. Aksoy, Dünya genelinde azalan HİV/AİDS’in ülkemizde arttığını ve Trabzon’da da durumun benzer olduğunu belirtti. Özellikle genç yaş grubunda, 25-60 yaş aralığında daha çok görüldüğünü, artışın daha çok 25-35 yaş aralığındaki vakalarda gözlendiğini, ifade etti.

KONTROL ALTINA ALINMALI

AIDS'in bulaşma şekli göz önüne alındığında, hastaların birlikte olduğu kişilerin de test edilmesi gerektiğini dile getiren Aksoy, bu konuda toplumun bilinçlendirilmesinin önemine değindi. Bundan birkaç sene öncesinde Trabzon’da bir ayda en fazla 1 tanının konulduğunu belirten Aksoy, son zamanlarda ise bazı haftalarda 1-2 yeni vakaya ulaşıldığını aktardı. Erken teşhisin hastalığın kontrol altına alınması açısından kritik öneme sahip olduğunu belirten Dr. Aksoy, toplumun bu konuda bilinçlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti.

DÜNYADA AZALIRKEN ÜLKEMİZDE ARTIYOR

Son dönemlerde çıkan haberlerde HİV/AİDS hastalığı için yeni bir pandemi etkisi yaratacak sözünü değerlendiren Aksoy, “Pandemi tüm dünyadaki artıştan bahsettiğimiz bir kelime, belirli sınırlı bölgelerde görülen artışlara pandemi demek doğru olmayabilir. Pandemi olarak değil belki ama bizim ülkemiz için ciddi bir artış olduğunu söylemek mümkün. Çünkü tüm dünyada AIDS azalırken bizim ülkemizde ters orantılı bir şekilde artışa geçti.”

BİLDİĞİMİZ KADAR BİLMEDİKLERİMİZ DE VAR!

Sağlık Bakanlığı verilerine göre özellikle de genç yaş grubunda artışın görüldüğünü ifade eden Aksoy, “Daha küçük yaşlarda bile tespit edilen hastalar var. Bildiklerimiz kadar bilmediklerimizin de olduğunu düşünüyoruz. Çünkü bizler sadece pozitif vakalara tanı koyup, tedavi ve takip yapıyoruz. Ancak bu kişilerinin riskli teması olanları test yaptırmadıkları sürece bilmiyoruz. Dolayısıyla pozitif bireylerin riskli temasta olduğu kişilere bu durumu söylemesini ve onların da en yakın sağlık kuruluşlarında test yaptırmaları gerektiği konusunda bilgilendiriyoruz.

 

HASTALIĞIN BULAŞMA NEDENLERİ

HİV/AİDS’in nasıl bulaştığı konusunda açıklamalarda bulunan Aksoy, “Bu hastalık her yaş grubunda görülebilir. Cinsel yolla ya da kan yoluyla bulaşabilir. Örneğin AIDS'li birinin kanı size verilmişse o şekilde bulaşabilir. Doğum ya da hamilelik sırasında anneden çocuğa da bulaşabilir. Mesela uyuşturucu kullanımı son yıllarda çok arttı. Enjektabl uyuşturucu kullanırken ortak iğne kullanıldığında da bulaşabilir.” dedi.

İSTE HAYATIN İÇERİSİNDE BULAŞ RİSKLERİ

Günlük hayatta yaşanan risklere de değinen Aksoy, “Risk her zaman vardır. Mesela kuaförlerde manikür, pedikür esnasında veya kanamalı herhangi bir işlem sırasında bulaşabilir. Bu işlemlerde kullanılan aletlerin steril edilmesi gerekli ve hatta kullanılan aletlerin kişiye özel olmasını öneriyoruz. Diş tedavisinde tek kullanımlık steril aletler kullanılmadığında bulaşabilir. Ya da mesela erkek berberlerinde kan taşı kullanıldığında bulaşabilir. Yine dövme, piercing gibi kanamalı işlemlerde bulaşabilir. Bir dönem çok meşhurdu; kan kardeşliği… Bugünlerde de varlığına tanık olabiliyoruz, sonuçları çok sıkıntılı olabilir. Unutulmamalıdır ki bu risk faktörleri sadece AIDS için değil, kanla bulaşan diğer hastalıklar için de geçerlidir.

HİV VE AİDS AYNI ŞEY DEĞİLDİR

HİV ve AİDS’in karıştırıldığını ifade eden Aksoy, “HİV mikrobun, AİDS hastalığın adıdır. HİV mikrobu kişiye bulaştığı zaman HİV’in kendisi öldürmez. HİV size bulaştığı zaman bağışıklık yetmezliğine neden olur. Bu hastalarda bazı mikroplara daha kolay yakalanabilir. Örneğin bağışıklığı normal olan bir kişi gribi ayakta geçirirken HİV pozitif olan bireyler yoğun bakımda entübe olarak geçirebiliyorlar. Tüm toplumda görülen bazı hastalıkları bağışıklık yetmezliğinden dolayı daha ağır geçirbelirler. HİV mikrobu birlikte başka mikropların yanında bazı kanserlere neden olur. Bu kanserlerin ve farklı mikropların oluşturduğu hastalığa AIDS denir.

AŞI KARŞITLIĞI VE HEPATİT ARTIŞI

Ülke politikası olarak yıllardır uygulanan aşı kampanyası nedeniyle unutulmaya yüz tutan hastalıkların yeniden artışa geçtiğini sözlerine ekleyen Aksoy, 1998 yılından itibaren rutin bağışıklama programı çerçevesinde artık çocukları hepatit B'ye karşı aşılıyoruz. Belli bir yaş grubundan sonra bu hastalığı görmememiz gerekiyordu ama aşı karşıtlığı gibi mantıksız ve uygun olmayan davranışlar ve söylemler nedeniyle aşı yaptırmayanlar oluyor. Aşılanmış olması gereken yaş grubunda Hepatit B'yi son zamanlarda yine görmeye başladık. Aşısı olan bir hastalığın görülmesi halk sağlığı açısından hem üzücü hem de endişe verici bir durum.

HİV TEDAVİ EDİLEBİLİYOR

HİV’in aşısının olmadığını ancak ilaçla tedavinin yaşam kalitesini arttırdığını ifade eden Aksoy, “İlacı kullanan kişi bize erken dönemde gelmişse başkalarına bulaştırmasına engelleyebilecek şekilde tedavisini düzenleyebiliyoruz. Kişi ne kadar erken gelirse saydığımız hastalıklar engellenerek AIDS gelişimi engellenebiliyor. Çünkü bazı hastalıklarla birlikte gelindiğinde ilacın başlamasını bazzen ertelemek zorunda kalabiliyoruz. Hasta geç gelip ilaca da geç başladığında bazı komplikasyonlar olabilir. Şu anda HIV'i de tedavi edebiliyoruz. İnsanlar HİV olduğunda karalar bağlamasına gerek yok. Tedavini düzgün kullandığında an 90’lı yaşlara ulaşıp, hayatına devam eden hastalarımız mevcut. Yeter ki erken teşhis olsun.” diye konuştu.

TOPLUM SAĞLIĞINI DÜŞÜNMELİYİZ

Testlere ulaşım ve farkındalık açısından da değerlendirmelerde bulunan Dr. Aksoy, “Riskli bir teması olduğundan şüphelenen kişiler sağlık ocakları dâhil tüm sağlık kuruluşlarında test yaptırabilirler. Elbette her test pozitifliğini HIV pozitif kabul etmiyoruz, mutlaka test sonucu pozitif olsa bile biz doğrulama testi yapılması gerekiyor. Doğrulama testi pozitif geldiğinde pozitif kabul ediyoruz ve tedaviye başlıyoruz. Testi pozitif çıkan kişiler toplumdan dışlanacaklarını düşünerek yanlış ve gereksiz bir tepki veriyor. Endişeli ve korkuya kapılabiliyorlar, ancak bu bir hastalık ve şu an için de tedavi edilmeye başlanan bir hastalık. O yüzden korku ve endişelenmek yerine kuruluşuna başvurarak tanı ve tedavi için hızlı bir şekilde sağlık kuruluşuna başvurmayı öneriyorum.

Bu kişilerin hastalığı nasıl aldığı kimseyi ilgilendirmiyor. Hekim olarak bizde toplumda kişileri yargılama, toplumdan dışlama gibi haklara sahip değiliz. Bu hastalığı dini, vicdani, insani, ahlaki yönden sorgulamak hakkımız da haddimiz de değil. Bizim için bu hastalığın nasıl alındığı önemli değil, bu hastalığı tedavi etmek ve bulaşmasını engelleyici yönde koruyucu sağlık hizmetini vermekle yükümlüyüz. Toplum sağlığının korunması da en önemli görevlerimizden biri. Kişi geldiği zaman mutlaka bu kişinin bulaştırma riski açısından risk taşıyan bireylerin de testi yaptırmalarını o kişiye öneriyoruz. Toplum sağlığının korunması için bu kişilerin de belirlenmesi ve test yaptırmaları gerekiyor.

HIV/AIDS vakalarındaki artışın, toplum sağlığını tehdit ettiğini ve bu konuda acil önlemlerin alınması gerektiğini vurgulayan Aksoy, hastalığın kontrol altına alınması için kararlılıkla hareket edilmesi gerektiğini ifade etti.

TRABZON’DAKİ HİV/AİDS TABLOSU

Trabzon’da yaşanan artış hakkında açıklamalarda bulunan Aksoy, “Pandemiden önce ayda bazen 1 vaka oluyordu. Pandemi süreci bazı hastalıkları erteledi. Kişiler bu süreçte test yaptırmadı hastanelerden uzak durmaya çalıştı. Ama son zamanlarda bazı haftalarda 1-2 vaka görebiliyoruz. Geçen hafta 2 vaka oldu. Bu durum sorun teşkil edebilir. Evet Trabzon’da artış var. Bu artışın nedenlerinden biri çevre illerden gelen vakaların hastanemizde tedavi olma istekleriyle de ilişkili. Bu salgın boyutunda mı bunu ilerleyen günlerde daha net tartışabiliriz. Vatandaşlar dikkatli olmak durumundadır.

HİV ÖLDÜRMEZ, NEDEN OLDUKLARI ÖLDÜRÜR

Genç nüfusun bu durumdan nasıl etkilenecek? AIDS ilaçlarına sosyal güvenceniz varsa erişim çok kolay. SGK'nin geri ödemesi var. Erken başvurulduğunda hayatlarını sağlıklı olarak tamamlayabilirler. Ancak bu durumdan hastalığın tedavisi nasıl olsa var bulaşsa da bir şey olmaz gibi bir anlamda çıkarmamalıyız. Unutmayalım ki önemli olan hastalığa yakalanmamak için koruyucu ve etkili önlemleri alarak yaşamaktır. HIV tedaviyle kontrol altına alınabilir bir hastalıktır ve tedaviye uyumu tam olan hastalarda tedavi ve aşı ile önlenen diğer hastalıklardan korunmak suretiyle normal ömür geçirilebilir.

KAYNAK

Dr. Öretim Üyesi Firdevs Aksoy,
Dr. Öretim Üyesi Firdevs Aksoy,

28 Şubat 2024