Dünya MS Günü Nedeniyle Prof. Dr. Cavit BOZdan Önemli Açıklamalar
Uluslararası Multipl Skleroz (MS) Federasyonu ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından her yıl Mayıs ayının son Çarşamba günü Dünya MS Günü olarak ilan edilmiştir. Türkiye’de de Türk Nöroloji Derneği ve Türkiye Multipl Skleroz Derneği başta olmak üzere diğer hasta dernekleri ile “Multipl Skleroz” hastalığının farkındalığını arttırmak amacıyla çeşitli etkinlikler düzenlemektedir.
KTÜ Farabi Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Cavit BOZ “KTÜ Farabi Hastanesi MS Polikliniği, 20 yıla yakın süredir hizmet vermeye devam etmektedir. Global MS Base’in Türkiye’deki ilk üyesidir. Ülkemizde, 70 bin MS hastası bulunmaktadır. Doğu Karadeniz Bölgesi’nde 4 bin civarında MS hastası olduğunu tahmin etmekteyiz. KTÜ Farabi Hastanesi MS Polikliniği’nde 2 bin MS hastasının takibini yapmaktayız. Hastalarımızın, Dünya’da bulunan tüm tedavi süreçlerine ulaşması mümkündür. Ayrıca şu anda kliniğimizde de devam etmekte olan 10 tane faz 3 çalışma (deneme aşamasında olan tedaviler) ile henüz piyasaya çıkmamış tedavilere de uygun olan hastalarımızın ulaşma olanağı mevcuttur.” dedi.
Prof. Dr. BOZ, MS Hastalığı hakkında merak edilen sorulara şu cevapları verdi:
Multipl Skleroz Nedir?
Multipl Skleroz, genç erişkinlerde görülen, genellikle alevlenme ve düzelmelerle seyreden, santral sinir sistemini (beyin ve omuriliği) etkileyen bulgularla seyreden, olasılıkla bağışıklık sistemini etkileyerek myelin dediğimiz sinir hücresi kılıfı ve sinir hücrelerinde hasar oluşturan bir hastalıktır.
MS, beyin ve omuriliği etkilediği için çok çeşitli nörolojik belirtilere yol açabilir. MS hastalarının çoğunda ataklar ve düzelmeler ile küçük bir grupta ise sürekli olarak ilerleyici belirtiler ile seyretmektedir. Ataklar özellikle başlangıç döneminde tamamen düzelme gösterse de ilerleyen yıllarda bazı belirtiler kalıcı hale gelebilmektedir. Ataklar genellikle saatler içinde ortaya çıkan, 24 saatten uzun süren, ateşin ve enfeksiyonun eşlik etmediği yeni nörolojik belirtilerdir. Örnek olarak genç bir kadın hasta, bir sabah kalkığında sol gözünün net göremediğini, bulanık gördüğünü veya elinde güç kaybı ve uyuşukluk olduğunu, kahve fincanını iyi tutamadığını fark edebilmektedir. İşte biz bu durumları atak olarak tanımlıyoruz. MS’e bağlı yakınmalar “MS atağı” sırasında ortaya çıkıp daha sonra iyileşebileceği gibi bir kısmı uzun dönemde kalıcı olabilmektedir. Merkezi sinir sistemi hastalığı olan, beyin ve omuriliğin birçok alanını etkileyen MS; görme bulanıklığı, çift görme, görüntünün kayması gibi görme bozuklukları, bir kolda/bacakta ya da her iki bacakta güçsüzlük, yürümede dengesizlik, bir veya iki elde titreme, uyuşma, idrar kaçırma ya da yapamama gibi belirtilerle kendini göstermektedir.
Multipl Skleroz Kimlerde Görülür?
Multipl Skleroz, 20-40 yaş arasındaki kadınlarda daha sık görülen bir hastalıktır. Genellikle alevlenme ve düzelmelerle seyreder. Bazı hastalarda başlangıçtan itibaren bazılarında ise yıllar sonra ilerleyici nörolojik bulgular ortaya çıkabilir.
Multipl Skleroz Tanısında Hangi Testler Uygulanır?
MS birçok hastalığı taklit edebilir ve bu nedenle ayırıcı tanı birçok incelemeyi gerektirebilir. Tanıda ve ayırıcı tanıda, Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG) ve Beyin Omurilik Sıvısı İncelenmesi (BOS) yararlı yöntemlerdir.
Multipl Sklerozun Nedeni Nedir?
Hastalığın nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte Multipl Skleroz ve İmmunoloji alanındaki bilimsel araştırmalar “Multipl Skleroz” hastalığının ortaya çıkış nedeni, oluşum mekanizmaları, tanısı ve tedavisi konusunda her geçen gün daha yeni bilimsel verilere ulaşmamızı sağlamaktadır. MS hastalığında temel neden, vücudun immun sisteminin (bağışıklık sistemi) kendi hücrelerine saldırı yapmasıdır. Genetik yatkınlık dışında MS hastalığının ortaya çıkışında; enfeksiyonlar, D vitamini düşüklüğü, sigara gibi çevresel faktörler tetikleyici olabilir. Özelikle sigaranın, hastalığın ortaya çıkışında, hastalık seyrinde ve tedavi yanıtında önemli olduğunu gösteren kanıtlar giderek artmaktadır. D vitamini de benzer özellikler nedeniyle önemlidir.
Multipl Skleroz Ne Değildir?
MS hastalığı ile ilgili olarak yanlış bilinen bazı konuları düzeltmek önemlidir;
Multipl Skleroz, bulaşıcı bir hastalık değildir; aynı evi paylaşan aile bireylerine, aynı ortamda çalışan iş arkadaşlarına bulaşmaz.
Ailevi yatkınlık, bazı bireylerde tanımlanmasına karşın sadece genetik geçişli bir hastalık değildir.
MS, hastaların çocuk sahibi olmalarını engelleyen bir hastalık değildir. MS hastaları, uygun tedavi yönetimi ve ilaç seçimi ile çocuk sahibi olabilirler.
Multipl Skleroz öldürücü bir hastalık değildir.
MS, ruhsal bir hastalık değildir.
Multipl Skleroz; tedavisi olmayan, çaresiz bir hastalık değildir. Gelişen yeni tedavi yöntemleri ile MS, tedavi edilebilir bir hastalıktır.
Genel olarak yanlış bilinenin aksine MS’li kişilerin çoğunluğu, olağan hayatlarına devam edip çalışabilirler.
MS Hastası Nelere Dikkat Etmelidir?
Aile, eş, çocuklar, iş arkadaşları ve toplumsal sosyal destek, MS hastalığında önemlidir. Hastanın sosyal desteği, fiziksel kapasitesi, işi, uğraşları, hobileri, günlük yaşam aktiviteleri ne kadar iyi olursa hastalık da daha iyi seyrediyor. İlaçlar dışında, aile bireylerinden gelen destek, hastanın iş hayatına devam etmesi ya da bir uğraşının olması önemlidir. Hastanın beslenmesine dikkat edilmeli, balık ve deniz ürünleri, salata, sebze ve meyve tüketilmelidir. D vitamini düzeyinin, MS hastalığında önemli olduğunu, hastanın diyet dışında uygun zamanlarda güneşlenmesinin yararlı olacağını biliyoruz. Ancak MS hastalığında; kaplıca, termal sular ve sauna gibi sıcak ortamlar hastalık belirtilerinde artışa yol açabileceği için önerilmemektedir. Sigaranın bırakılması hastalığın seyri üzerine ve tedaviye yanıt açısından önemlidir.
MS Tedavisindeki Gelişmeler Nelerdir?
Multipl Skleroz, bilimsel çalışmalar ışığında giderek daha çok çözebildiğimiz, yeni ve etkin tedaviler ile tedavi seçeneklerinin arttığı, MS’li birey ve Nöroloji Uzmanı arasında, sıkı bir iş birliği gerektiren, sosyal, ailesel ve toplumsal desteğin önemli olduğu bir hastalıktır.
Dünyada olan tüm tedavi seçenekleri, ülkemizde de bulunmaktadır. Enjeksiyon tedavileri, ağızdan haplar ve serum şeklinde uygulanan tedaviler ile artık hastalığın aktivitesi çok iyi bir şekilde azaltılmaktadır. Özür kalmış hastalarda, bu durumu geri getirecek tedavilerde maalesef eksiklikler bulunmaktadır. Bundan sonraki süreçte, bu alandaki etkili tedavileri sağlayabilmek MS hekimlerinin ana uğraş alanlarındandır.
Geçmişte, bundan 20-25 yıl önce MS hastalığında özel bir tedavi seçeneğinin olmadığı günlerden sonra bugün, 10’dan fazla tedavi seçeneğinin olduğu bir dönemi yaşıyoruz. 1993 yılından önce MS için onaylanmış hiçbir tedavi bulunmazken bugün, hastalığın farklı gidişine ve aşamalarına yönelik olarak farklı tedavi alternatifimiz var. Ancak son yıllarda MS hastalığı tedavisinde, hastalığın seyrini olumlu yönde etkileyecek daha fazla tedavi seçeneği ile karşı karşıyayız.
Özellikle erken tanı koyduğumuz ve tedaviye başladığımız hastalarda, daha iyi sonuçlar elde etmeye başlıyoruz. Genel olarak toplumda MS hastalığı hakkında çaresiz ve tedavisi olmadığı yönünde yanlış bir kanı vardır. Bu doğru değil. Erken tanı ve uygulanan doğru tedavi yönetimleri kullanıldığında, hastaların çoğu normal hayatına devam edebiliyor.
Yapılan araştırmalar ve yeni bilimsel gelişmeler ışığında, MS artık çaresizlik ve ümitsizliğe yol açan, tedavisi olmayan bir hastalık olmaktan çıkmıştır.
Tüm MS hastaları ve aileleri için yarınlar daha sağlıklı ve aydınlık olacaktır.
02 Temmuz 2022