haberler

Horlama mı? Uyku Apnesi mi? Erken Ölüm ve Sakatlık Riski!

                

KTÜ Farabi Hastanesi Uyku Ünitesine başvuran 53 yaşındaki Ömer Uzun, uyku ünitesinde yatışının ardından mikrofonlarımıza konuştu. Teşhis amaçlı yattığı uyku ünitesinde ağır uyku apnesi tanısı konan Uzun, tedavi için yattığı ikinci gecesinin hayatındaki en mutlu anlarından biri olduğunu ifade ederek “yıllardır şikâyetlerim vardı ancak 5 yıldır dayanılmaz bir hal almıştı. Geceleri çok fazla horladığımdan dolayı sabahları kalktığımda boğazlarım çok ağrıyordu. Her gece 4-5 kere boğularak yataktan fırlıyordum. Eşim pek çok kez ölüyorsun kalk hastaneye gidelim derdi. Gündüzleri gecelerin verdiği stres ve yorgunlukla ıstırap içinde geçerdi. Tabiri yerindeyse geceden gündüze gündüzden geceye yorgunluktan yorgunluğa koşuyordum. Gözlem amaçlı uyku ünitesinde bir gece kaldım. İkinci gece o kadar iyi uyudum ki sabah sanki başka bir dünyada uyandım, dünyayı daha güzel görmeye başladım. Kış mevsiminden bahara geçiş gibi hissettim. O gün akşama kadar çalıştım, ayakta durdum ama hiç yorulmadım. Geceye kadar gayet mutluydum.  Ancak, kendi evimde cihaz olmadan uyuyunca her şey bitti. Yorgunluk, bitkinlik yeniden başladı. Bu süreçte tedavi olacağıma olan umudum ve doktoruma olan güven beni motive etti.  Tedavi sürecim henüz bitmedi ancak artık her gecem uyku ünitesinde uyuduğum o mükemmel uykunun hayali ile devam ediyor ve sabahları daha mutlu uyanıyorum” dedi. 

KTÜ Farabi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Yılmaz Bülbül, “tetkiklerimiz sonucunda Ömer Bey’e uyku apnesi teşhisi koyduk. Planladığımız tedavi süreci bundan sonra da devam edecek” dedi ve uyku apnesi olan hastaların tedavilerinin kritik öneme sahip olduğunu söyledi.

Uyku apnesinin mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Bülbül “Halk arasında horul horul ne de güzel güzel uyuyor diye bir söylem var. Horlayarak uyuyan insanların güzel ve kaliteli uyuduğu sanılıyor, ancak maalesef öyle değil. Gece kaliteli uyku uyumayan bu insanlar, gündüz mesaide ya da okulda uyuyor. Şoförse direksiyon başında uyuyup trafik kazası yapıyor, marangozsa elini testereye kaptırıyor. Velhasılı hem kendi hayatını hem de başkalarının hayatını riske ediyor dedi.

Uyku apnesinde dil ve yumuşak damak uyku sırasında geriye doğru kayarak solunum yolunun daralmasına veya tamamen tıkanmasına neden oluyor. Bu da apne sırasında kan oksijen düzeyinin tekraren kritik düzeylere düşmesine yol açıyor. Bu durum pek çok sorunu da beraberinde getiriyor. Damar sertliği, hipertansiyon, kalp krizi, kalp yetmezliği, ritim bozuklukları ve beyin kanaması gibi pek çok hastalığa zemin hazırlıyor. Tedavi edilmediğinde erken ölümlere ve sakatlıklara yol açabiliyor.

Hastalar bize genellikle horlama, gündüz aşırı uyuklama hali ve uykuda nefes durması şikâyetleri ile başvuruyorlar. Hastayı bir gece teşhis amaçlı olarak yatırıyoruz. Tanısı doğrulanan hastaların bir kısmını ikinci bir gece daha yatırıp PAP (Pozitif Havayolu Basıncı) tedavisi için gereken cihaz türü ve basıncın tespitini yapıyoruz ve daha sonrasında belirlenen cihazı her akşam düzenli kullanmak üzere hastamıza reçete ediyoruz. PAP cihazı basitçe sessiz çalışan bir kompresör ve sıkı bir yüz maskesinden ibaret ve uyku sırasında solunum yollarına basınçlı hava uygulayarak hastanın sağlıklı soluk alıp vermesini sağlıyor. PAP tedavisini uygulanan hastalarımız tedavi sonrasında sabahları genellikle daha dinç ve dingin uyanmaya başlıyor. “Uyku nedir şimdi öğrendim, ben şimdiye kadar hiç uyumamışım” diyen hastalarımız oluyor. Tabi PAP tedavisi altın standart tedavi yöntemi olmakla birlikte, gereken hastalarda kulak burun boğaz ve diş hekimliğinden arkadaşlarla alternatif çözümler de sunmaya çalışıyoruz.


14 Aralık 2021